Bu Vatan Kimin ?

Bu Vatan Kimin ?

TV haberlerini sürekli takip ederseniz, bir süre sonra bizim moralimizi ve toplum olarak psikolojimizi bozmak için yapılıyor sanırsınız. Bu olumsuz haberler çok mu reyting yapıyor da bu derece ön plana çıkarılıyor bilmiyorum? Memleketimizde hiç mi güzel haber yok acaba, var da ilgi mi çekmez diye yayınlanmaz? Sanki ortalık caniden geçilmiyor. Bu haberlere bakan, çocuğunu sokağa çıkaramaz oluyor, kendi çıkınca da paranoyak oluyor adeta. “Şuyû, vukuundan beter” derler, insanlar birbirine güvenemez oldu neredeyse bu yüzden.

Televizyon haberlerinde her sapıklık haber oluyor: Bir cani öğrenci Hocasını, bir başkası annesini öldürmüş, bir diğeri bir çocuğa tacizde bulunmuş gibi nice haberler toplum olarak psikolojimizi bozuyor. Sanki milletimizin her ferdi bozulmuş, ahlaken yerlerde sürünüyor.

Bazı haberleri dinleyince de şaşırıp kalıyorsunuz. Meğer bu ülkeden kazanmış, hatta milletimizin bazılarını 28 Şubat gibi en sıkıntılı günlerinde “Bizden, bu yüzden mağdur olmasın.” diyerek özel olarak desteklemiş olduğu milyarder iş adamları, paralarını Avrupa ülkelerine kaçırmışlar. Duyuyoruz ki böyle şeref yoksunu birkaç bin kişi varmış. Maksat ülke ekonomisini bozmak ve bu arada kendilerini de garantiye almak. Bunların vatanı yok mu, vatansızlar mı? Bu insanlıktan, İslamlıktan ve Türklükten yoksun tiplere ne diyebiliriz ki?

Elbette, ne sıkıntı olursa olsun ülkesini terk etmeyecek olan ve her şeye rağmen ona hizmet etmeye devam eden yüzbinlerce iş adamlarımızı da unutmuyoruz, onlara minnet borçluyuz. Allah da onlardan razı olsun. Burada durup düşünüyorum, “Bu vatan kimin?” diye. Bunları aklımdan geçirirken sorularıma sosyal medyada cevap buluyorum. Tabii ki, binlerce fakire destek için çaba gösteren iş adamlarımız olduğu gibi, kendi halinde görülüp de 15 Temmuz’da tankların altına yatarak devleşen nice vatandaşımız var. Fakat şükür ki sosyal medya var ve bu gibileri onun sayesinde gözlemliyoruz.

Sosyal medyanın zararlarını tenkit etmekle beraber, bu güzellikleri de orada görmekten o kadar mutlu oluyorum ki anlatamam. Mesela son zamanlarda yapılan bazı “Sosyal deneyler” oldukça dikkatimi çekiyor. Özellikle fakir kılıkla rol yapan bazı oyuncuların, önce yurt dışında farklı insanlardan yemek yardımı istemeleri karşısında insanların yüzlerini çevirip gitmeleri, batı medeniyetinin gerçek yüzünü göstermesi açısından önemli. Batıda merhametin olmadığını böylece görmek, medeniyet üzerinde düşünmemize sebep oluyor ve M. Akif’in “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” sözü tekrar aklımıza geliyor.

Aynı deney ülkemizde yapıldığında ise; Yediden yetmişe aç olana yardım için ne yapacağını şaşırmış insanları görünce de bir o kadar gururlanıp umutlanıyoruz. Köfteciye gittiğinde kendisine köfte verilmekle kalmıyor, esnafın “Ne zaman ihtiyacın olursa bizi bulabilirsin.“ sözü durumu çok net anlatıyor. Hele “Öğrenciyim” derseniz akan sular duruyor, herkes yardım için sıraya giriyor. Yemek yiyen yemeğini paylaşmaktan, ufak kârlarla geçinen simitçi simitini paylaşmakta bir an dahi tereddüt etmiyor. “İşte Müslüman Türk bu!” diyorsunuz. Dolayısıyla bu deneylerde kendisine medenî denilen ülkelerle bizim milletimiz arasındaki farkı çok bariz olarak görmüş oluyoruz. Bu arada içinde 2 milyon TL olan çanta bulup sahibine ulaştıran ve bunun karşılığında bahşiş bile almaya tenezzül etmeyen kahraman belediye işçisini de unutmayalım. Ne güzel ve zengin gönüller bunlar Yâ Rabbim!

Hele geçenlerde sosyal medyada yayınlanan bir videoda kendisiyle kısa bir mülakat yapılan Salih isminde engelli bir gencin sözleri beni ziyadesiyle duygulandırmıştı. Mendil ve yara bandı ile geçimini sağladığını ve ayda 600 TL kazandığını söyleyen bu genç adam, vatanın işgali karşısında ne yapacağı sorulunca, adeta koskoca bir dev oluyor ve “Ben var oldukça kimse bu vatanı işgal edemez abi, beni öldürmeden bunu yapamazlar. Gerekirse 3 evladım var, onlar da ölürler ama bu vatana yaban eli değemez. Bu vatan bizim haysiyetimiz, namusumuz.” deyişi vardı ki, sanırsınız bir ordu adına konuşuyor. Bu engelli vatandaşımız gözümde insan olarak da, erdem ve haysiyet olarak da o anlı şanlı milyarderlerden daha yüceliyor gözümde. Bu milletin elini öpecek yerde, kanını emerek zenginleşmiş, fakat bu güzel ülkeye ihanet etmişlere “Yazıklar olsun, Salih’in bir tırnağı olamazsınız!” diyorum kendi kendime. Bu hitabıma bir şerefsizin peşine takılıp kendi milletine ihanet eden hainler de dâhil elbette.

Bir İdlip şehidimiz, şehit olmadan önce şöyle diyordu: ”Ben şehit olmayı arzu ediyorum. İnşallah Allah beni mahrum etmez.” Bu ve buna benzer ifadelerden anladığım kadarıyla Allah, şehadeti de isteyene nasip ediyor. Gerek muhtaca yardım etmekten çekinmeyen, gerekse bu vatan için kendini fedadan bir an dahi geri durmayan bu insanlar oldukça sırtımız yere gelmez evelallah.

Bu ve bu gibi güzel örnekler toplumda o kadar çok ki, bu sebeple ben gençliğimizin de bozulduğuna inanmıyorum. İçinde yanlışlar olabilir fakat büyük çoğunluk inanıyorum ki Türk milletinin karakterini hâlâ yansıtacak ruha sahip. Caniler, ahlaksızlar eskiden de vardı, ama böyle her fırsatta haberlere konu olmazdı. Fakat bizim gençlik yıllarındaki gibi genç arıyorsak yanılırız. Bunları biz yetiştirdik, nasıl yetiştirmişsek öyle karşılık bulmamız gayet normal. Onlar inanıyorum ki, bizden daha fazla bu ülkeye bağlılar ve sahip çıkacaklar, hatta onlar bizim nesilden daha çalışkanlar. Bunları söylerken Dünya matematik Olimpiyatlarında şampiyon olan 10 yaşındaki kızımız Elanur Akıncı’yı, dünya artistik jimnastik şampiyonumuz İbrahim Çolak’ı ve nicelerini düşünerek söylüyorum.

Endişe etmeyin, bu milletin içinde hâlâ çoğunluğu teşkil eden böyle kahraman bir damar var. Bu büyük bir zenginlik bizim için. “Doyduğum yer vatanım.” diyenlere karşı “Ne olursa olsun burası benim vatanım” diye bu ülkeye sahip çıkan zengini ve fakiriyle bütün vatandaşlarımızın el ele vermesiyle bu ülke çok daha güçlü olacak. Bu milletin mayası asla bozulmayacak. “Bu vatan kimin?” denildiğinde ortaya çıkacak kadınıyla erkeğiyle milyonlarca yiğit var bu ülkede “Bu vatan benim” diyebilecek. İçimizden çıktıkları halde, parayla bu ülkeye şekil vereceğini sanan vatansızlar ise daima avuçlarını yalayacak.

Değerli psikoloji profesörü Doğan Cüceloğlu, ne kadar da haklı: “Bu ülkede bir şeyler ters gidiyor. Başka ülkelerin aydınları, kendi toplumlarının kültür ve anlayışlarını en ileri seviyede bilir ve yansıtırlar. Türkiye’de ise tam tersi, onlar kendi toplumunun kültür ve inançlarından uzak yetişiyor maalesef.“

Bu kadar sözden sonra size soruyorum: Bu farkın sebebi nedir sizce?

Kaynak:www.habermemleket.com justify justify no-repeat;left top;; auto