
Camiye Yardım Müftülüğe Çağrı
Geçen Cuma namazı hutbesinde, her Cuma olduğu gibi imam camiye yardım istedi. Bu istek, adeta Cuma hutbesinin rutinleri arasına girmiş bulunmaktadır. Ne var bunda diyebilirsiniz. Elbette bu isteklerin makul bir tarafı var. Ama acaba sadece bu çağrı ne derece doğru? Belki vatandaş camiye yardım edince ahiretini kurtarmış hissediyor olabilir. Fakat Müftülüklerin sadece bu yöndeki teşvikini tam olarak anlamıyorum ve eksik buluyorum. Düşüncemi bir örnekle izaha çalışayım.
Yıllar önce Tanzanya’ya gitmiştim. Başşehir Darüsselam’da gezerken ezanın okunmasıyla en büyük camilerden birine girip öğle namazını kılmıştık. Tam camiden ayrılırken namaz kılan üç genç adam dikkatimi çekmişti. Öyleki, bu gençlerin üçünün de göğüslerinde haç vardı. O kadar şaşırmıştım ki, bizi gezdiren rehbere sormuştum bunun ne anlama geldiğini. O da bana hiç unutamayacağım bir cevap vermişti: “Onlar kiliseden yardım alıyorlar. O yüzden bu haçı takmak zorundalar.” Aldıkları yardımın ayda 20-30 doları geçmediğini öğrenmiş ve çok üzülmüştüm. Bu duyduklarım hayatım boyunca bana bir vebal yükleyecek boyuttaydı çünkü.
Bugün, Türkiye’nin pek çok yerinde kiliselerden destek alan veya beyni-bedeni sırf parasızlık sebebiyle iğfal edilen nice gençler olduğunu duyuyorum. Sayısının da azımsanmayacak kadar çok olduğunu tahmin ediyorum. Bu durum, bunun anlamını bilen bizler için, gece uykularımızı kaçıracak kadar sorumluluk yüklüyor üzerimize. Bunlardan habersizsek ve çevremizde böyleleri varsa, nasıl bunun hesabını vereceğiz Allah’a bir düşünelim. Makam ve mal sahipleri olarak bin kere durup düşünmemiz gerekmez mi?
Kayseri’de de, olduğunu sandığım, özellikle üniversitede okumak için cebinde parası olmayan gençler ne yapıyorlar acaba? Bu yüzden gönlüm ister ki, bir Cuma günü de beni şaşırtıp böyle gençler için müftülükler yardım toplasa ve ilan etse “Yardıma muhtaç gençler, hiçbir yere gitmesin müftülüğe gelsin. Kendilerinin ihtiyacı burada karşılanacaktır” diye. Ne güzel olur değil mi? Aynı zamanda belki bu hareket “Müellefe-i kulup” (kalpleri İslam’a ısındırma hareketi) kapsamında da ele alınabilir. Mükemmel bir çalışma olacağına şimdiden inanıyorum.
Müftülüğün böylece bu gençlerin dertlerine çare bulması, ismi bugün çok yıpratılmış bulunan Diyanet teşkilatına karşı gençlerin daha da muhabbet beslemelerine yol açacaktır. Aynı zamanda deist olabilecek, topluma küsmüş gençleri de belki hak yola çekecektir. Onlar belki bu arada verilecek ufak tefek sohbetlerden de etkileneceklerdir.
Camiler de gençler o kadar az görülmeye başlandı ki, gözlerimiz adeta genç arar oldu. “Gençleri sahiplenmeyen bir kurum, ayakta kalsa ne olur?” diyesi geliyor insanın. Sadece namaza çağırmak yeterli değil. Onların dertleriyle hemhâl olan, kucaklayıcı bir cami anlayışına ulaşmak da zorundayız. Aksi takdirde bu gidişle bir süre sonra camiler, memlekette süs olarak kalacaktır Allah muhafaza.
Müftülüğü, camiye yardım söylemlerini, zaman zaman da olsa “Gençlere yardım” şekline dönüştürmeye davet ediyorum. Ben, böylece bu vebalin en azından bir kısmını da Müftülüğe yüklemiş olmanın huzurunu yaşıyorum.
Kaynak:www.habermemleket.com justify justify no-repeat;left top;; auto