İnsanı Yaşat Ki Cami Yaşasın

İnsanı Yaşat Ki Cami Yaşasın

Afrika’nın gizemli ülkesi Tanzanya’da karşılaştığım bir olayı asla unutamam. Camide yanımızda namaz kılan iki gencin boyunlarındaki haçlı kolyeler dikkatimi çekmiş, şaşkınlığımı bizi gezdiren rehbere ifade etmiştim. O da, o gençlerin kiliseden yardım aldıklarını, eğer haçı çıkarırlarsa bu yardımın kesileceğini ve böyle yapan çok genç olduğunu bana anlatmıştı. Çok üzülmekle birlikte işin olumlu yanını görmeye gayret etmiştim. Öyle ya, bu gençler her ne kadar kilisenin verdiği yardıma muhtaç olmakla birlikte, yine de namazlarını terk etmiyorlardı.

Bu olay ülkemizdeki misyoner faaliyetlere dikkatimi çekmişti. Bizler farkında değiliz belki ama Türkiye’deki bu faaliyetler gençlerimiz üzerinde beklenilenin çok üzerinde etkili. Bu misyonerliği siz sadece hristiyanların yaptıklarından ibaret sanmayın, çocuklarımız üzerinde ateist, deist ve agnostik gibi çok farklı misyonerlik çalışmaları oldukça yoğun maalesef. Ve biz Müslüman toplum olarak hiç umursamıyoruz bunları. Diğer yandan, misyonerlik olarak kabul edilmez belki, ama toplum ve aile bağlarımızın temeline dinamit konulması gibi, mesela “namus” kavramını çocukların kafasında tamamen değiştiren, “namus apış aramızla ilgili değil, o sadece yürektedir.” gibi saptırmaya yönelik ahlak bozucu propagandalar gençlerimizi yanlış anlayışlara ulaştırabilmektedir.

Bütün bunlar olurken ve bazı gençler, üniversite masraflarını ödeyemediği için okuyamazken, varlıklı insanlarımızın gerekli olmadığı halde sırf şan için camiler yaptırması bir garabet değil mi? İhtiyaç olan yerlere cami, mescit gibi yapılar mutlaka yapılmalıdır. Ancak, ölçüyü de asla kaybetmemek lazım. Bu arada her Cuma vaazında bekliyorum ama henüz duymadım. Bir Hoca çıksa da “camiye yardım” çağrısı yerine, bir Cuma’da “Şehrimizdeki üniversitelerimizde yardıma muhtaç gençler var. Gelin bunlara destek olun.” diyebilse. Böylece maddi sıkıntı içinde olan gençler müftülüklerimize müracaat etse ve destek alabilseler.

Bu şartlarda bilmemiz gerekir ki, 50-100 TL’ye bile muhtaç binlerce, on binlerce genç varken, binalara yatırım yapmak büyük bir vebaldir. Bir caminin en az 4-5 milyon TL’ye yapılabileceğini düşününce bunun nasıl bir israf olduğu anlaşılacaktır. Özellikle ekonomik sıkıntının had safhada olduğu bugünlerde bu parayı verip cami yaptırmak için sıraya giren insanları görünce şaşıyorum. Gençlerimizin beyni, bedeni iğfal edilirken bizim dönüp binalarda kurtuluş aramamız Müslümanca bakış adına büyük yanılgı. İnsanı ihmal edip, binalara değer vermek “kıyamet alâmeti” olsa gerek. Pek çok zenginimiz, “Bir cami yaptırırsam cenneti garantilerim.” diye düşünüyor galiba. Sonra da yaptırdığı camiye baktıkça, hele üzerinde kendi adını gördükçe kendini cennette tahayyül ediyor olsa gerek. Ama insan ihmal edilirse, 20-30 yıl sonra bu gidişle o camilerin çoğu ahır veya depoya dönüştürülebilir. İlerde ahıra ihtiyaç duyulmayacak belki ama böylece bir yanlış zihniyete işaret etmek istiyorum. Bu durum, dünyada milyonlarca Müslüman sefaletten ve açlıktan kırılırken, milyarlarca dolarını yüksek binalar yaptırma yarışında harcayan Arap Devlet adamlarının yaptığından çok farklı değil inanın. İslam Dünyasının neden zelil durumda olduğunun bir delili bu.

Son yıllarda camilerde gençler görünce sevinir noktaya geldik maalesef. Oysa camilerimizin gençlerle dolu olmaları gerekmez mi? Gençler bizim geleceğimiz. Camileri ayakta tutacak olan onlar. İnsan olmadan cami ne işe yarar. Birazcık sıkışınca “gençlik bozuldu.” diye şikâyet ediyoruz. Aslında bozulan, onları yetiştiren nesil olarak biziz, farkında değiliz. Gençler, duygularıyla hareket ederler, heyecan sahibidirler. Onların 50-60 yaşında insanlar gibi daha dengeli olmalarını beklemek bir yanılgıdır. Kim onlara samimiyetle yaklaşırsa, elbette ondan etkilenecektir. Hele onlara yatırım yapanları ve destek verenleri asla unutmazlar. Gençlerin derdiyle hemhal olanlar ise, onların beyinlerini ve gönüllerini fethederler.

Binalara yatırım yapıp, gençleri ihmal edenler gençler üzerinde asla etki yapamazlar, gelecek nesiller onları asla affetmeyeceklerdir. Ertuğrul Gazi, oğluna “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın. “demiş. Ben de bunu bu konuya uyarlayarak diyorum ki “İnsanı yaşat ki, cami yaşasın.” İçini dolduracak gençler yetiştirmezsek camiler ne işe yarar ki. Bizler İslam’a muhabbetle bakan gençler yetiştirdiğimiz takdirde, onlar gerekirse nice camiler yaparlar merak etmeyin. Hâlâ cami yaptırmak isteyenler varsa aramızda, bir cami bedeline belki yüzlerce gencin imanını ve namusunu kurtarmanın daha efdâl olduğu ikazını yapmak istiyorum.

H

er şehrinde pek çok caminin olduğu, fakat içinde namaz kılanların olmadığı bir ülke düşünün. Ne kadar acı olurdu değil mi? Allah böyle bir felaketten bizleri korusun. Namaz kılan gençlerimiz artsın da bırakın camiler olmayıversin. Aslolan insan, asıl olan gerçek mümin. Merak etmeyin inananlar için “YERYÜZÜ MESCİT!”

Kaynak:www.habermemleket.com justify justify no-repeat;left top;; auto